elimde bir taşra fazla var annem
yaşasın orada kendi sırrından ölmeden ayna
karşısında bitmek bilmez göçleri varmış
topu topu saçları beyazmış
hem gitmek şiir ister kalmak yalan
ellerim hala ilk köy
çeşmesinde boğulan yalnız kuş
bu şiirde annem yokuş çünkü
göz mezardan önceki boşluktur hem sur
aşılmaz bir göze kalkışırsam: babam
bana demli maviler borçludur
gerçeğe yakın düşlerden geliyorum
ben bugünlerde yağmurlu şarkılar söyleyip
ıslanıyorum bu ilk küfrüm değil
şehre sorgusuz yağmurlar geliyor birden
ve en çok ben boyun eğiyorum
hem arabesk seviyorum hem bir mavi otobüs
şehre kusurlu bir borç gibi ödüyorum
erken doğan kadınları öpmeyişimi
zaman ki ne zaman kırsam kendimi
bıraktığım yerlere göçüyor kadınlar
sonra arka cebim şiir hüznüm şarap
ve karanfil karmaşası ömrümü alırsa
sustalıdan çıkma bir kırmızı aranıyorum
aranıyorum! yağmurertesi verecekler
beni bulana
Akköy mayıs ikibinondört, sayı: 80
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder